ABD’nin Irak müdahalesinin ardından Irak’ta üçüncü kez 7 Mart 2010’da parlamento seçimi gerçekleşti. İlk seçim 2005 yılının Ocak ayında gerçekleşmişti. Ancak bu seçim sonucunda oluşan meclisin esas görevi anayasayı oluşturmaktı. Irak’ta aynı yılın sonunda, 15 Aralık 2005’te, ikinci kez seçimlere gidildi. Bu seçimlerin ardından, altı ay süren müzakerelerin sonunda Nuri el-Maliki başbakanlığında yeni bir hükümet oluştu.
Irak, hem hükümet oluşturma hem de hükümetin faaliyetleri konusunda geçen dönemde başarısızdı. Günümüzde de tıpkı geçen seçim süreci gibi, hükümet kurma çalışmaları sancılı geçmektedir ve Eylül ayına kadar hükümetin oluşmayacağı belirtilmektedir.(1) Peki, Irak’ta hükümet kurmak neden bu kadar zorlaşmaktadır ve hükümet neden ortak, uyumlu bir plan ve program oluşturamamaktadır? Bülent Aras’ın belirttiği gibi Irak’taki siyasi süreci iki alanda incelemek gerekiyor. Birincisi ülkedeki devletleşme süreci, ikinci ise toplumun uluslaşma sürecidir. ABD müdahalesinin ardından oluşan Irak hükümetinin her iki alanda da Irak’ın bu süreçlerdeki temel sorunlarını karşıladığı söylenemez. Bunun en büyük nedeni etnisite olgusunun Irak siyasetinde belirleyici olmasıdır. Ulusalcı söylemleri bulunan Maliki’nin 2009 yerel seçimlerinde Şii milliyetçiliği yapan partiler karşısında bir zafer elde etmesi Irak’ta yeni bir siyasi dönem beklentisi getirmişti. Ancak Irak’ta son seçimlerle birlikte etnik temelli siyasetin hala çok güçlü olduğu görülmektedir. Çünkü bu durumun en büyük nedeni anayasa ile de meşrulaştırılan ülkedeki siyasi etnik ve mezhebi bölünmedir.(2) Seçim sürecinde Arap milliyetçiliği, Kürt milliyetçiliği, Sünnilerin çıkarlarını koruma adı altındaki bazı siyasi söylemler ve aşiret bağları seçmen davranışlarını etkilemektedir.
Bu durum, bizim özellikle çatışma ortamında bulunan çok etnikli ülkelerdeki seçim sistemi üzerine tekrardan düşünmemiz gerektiğini göstermektedir. Çünkü seçim sistemi siyasi parti yapısını ve partilerin siyaset yapma tarzlarında doğrudan etki yapmaktadır. Seçim sistemi, hükümetlerin karar alma sürecindeki yöntemlerini belirlemektedir. Aynı şekilde sistem, seçmenin siyasi davranışlarını yönlendirmektedir.
Seçim Sistemleri Günümüzde, kendi içinde de farklılıklar gösteren seçim sistemleri uygulanmaktadır. Bunlar; Çoğunluk sistemi, nispi temsil sistemi ve her iki sistemi de içeren karma sistemlerdir. Çoğunluk sistemi basit çoğunluk ve mutlak çoğunluk olmak üzere ikiye ayrılır. Basit çoğunluk sisteminde en çok oyu alan aday seçimi kazanır. Mutlak çoğunlukta ise ya iki aşamalı bir seçim olur ya da en az oy alan adayın oyu silinir ve oyların tekrar dağılımı ile mutlak çoğunluğa ulaşılmaya çalışılır.
Diğer bir sistem ise nispi temsil sistemidir. Bu sistem de açık ve kapalı liste şeklinde ikiye ayrılır. Açık listede seçmenler istedikleri adaya oy verir ama kapalı listede seçmenler sadece istedikleri partinin listesine oy verebilir. Ayrıca seçim sistemleri dar bölge ve ülke genelinde tek bölge olmak üzere yine ikiye ayrılır. Dar bölge sisteminde ülke içinde belirli bölgeler seçim bölgesi olarak belirlenir ve seçmenler o bölge için oy kullanır. Tek bölgede ise ülkenin tamamı tek bölge olarak kabul edilir.
Karma sistemde ise her iki sistemden öğeler bulunur. Seçmenlerin iki oy kullanma hakkı vardır. Biri seçmenin bulunduğu bölge için kullanılan oy ve bu oy ile mutlak çoğunluğa ulaşılmaya çalışılır. Diğeri ise tüm ülke geneli için kullandığı oy. Bu oy, tüm ülke için nispi temsil sistemine göre hesaplanır.(3)
Irak Seçim Sistemi ve Sonucu
Irak’ta son seçimde meclisi oluşturacak milletvekili sayısı 275’ten 325’e çıkarıldı. Vekillerin seçimi, nispi temsil seçim sistemine göre yapıldı. Buna göre Irak, 18 seçim bölgesine bölündü ve seçmenler “açık liste” usulüne göre kendi bölgelerinden adaylara oylarını verdiler.(4) Seçimin açık liste mi kapalı liste mi olacağı seçim öncesinde en çok tartışılan konularından biriydi. Ancak, son olarak seçimin açık liste olmasıyla birlikte seçmenler, seçimde hem partilere oy verdiler hem de o partiden aday olan adaylardan birine oy verdiler.
7 Mart 2010 tarihinde Irak’ta genel seçimler yapıldı. Seçimlerin sonucu ise 26 Mart 2010 tarihinde açıklandı. Açıklanan sonuçlara göre oy dağılımı şu şekilde oluştu(5);
Parti Kazanılan Sandalye Irakiyye (I. Allavi) 91 Sandalye Kanun Devleti Koalisyonu (Nuri el-Maliki) 89 Sandalye Kürdistan Koalisyonu 43 Sandalye Goran Partisi (Değişim) 8 Sandalye Irak Uzlaşısı (Tavafuk) 6 Sandalye Irak’ın Birliği İttifakı 4 Sandalye Kürdistan İslam Birliği 4 Sandalye Kürdistan İslami Cemaati 2 Sandalye
Irak seçim sistemi Lijphart’ın Consocialism düşüncesinden esinlenilmiştir. Bu sistem özellikle çok etnikli ülkelerde uygulanan bir düzendir. Lijphart’ın teorisi her etnik grubun kendini mecliste ifade edebilmesi esasına dayanır.(6) Böylece hiçbir grup kendini siyasal sistemde dışlanmış hissetmez. Lijphart, bu sistemin oluşması durumunda ülke içinde etnik çatışmaların olmayacağını öne sürer.
Liphart’ın teorisi Paul Brass ve Donald Horowitz tarafından eleştirilmektedir. Teoriye yönelik en büyük eleştiri, bu sistemin ülke içindeki etnik gruplar arasında işbirliği ve uyumdan çok gruplar arasındaki çatışmayı körüklemesidir.(7) Bunun en önemli nedeni etnik temelli partilerin doğasından kaynaklanmaktadır. Etnik temelli partiler, kendi oyunu maksimize etmek için sadece kendi gurubunu çıkarlarını önemser ve diğer etnik grupları ötekileştirmekten kaçınmaz.
Irak Seçim Sisteminin Olumlu ve Olumsuz Yanları Nispi temsil sisteminin genel olarak en büyük avantajı, çoğunluk sistemine göre, kullanılan oylardan daha azının boşa gitmesidir. Diğer bir ifadeyle, ülke genelinde partiler arasındaki oy dağılımı meclise daha doğru bir şekilde yansır. Bu sistemin Irak gibi çok etnikli bir ülkede işlevsel olmasının nedeni de her etnik grubun kendini mecliste ifade edebilmesidir. Böylece her grup kendi çıkarını koruyabilir. Sistemin sonuçlarından biri olarak da daha çok fikrin ve partinin mecliste temsil edebilir. Böylece sistem daha dinamik bir hal alır.(8) Ancak son dönemde Irak özelinde bu sistemin değerlendirdiğimizde, sistemin bazı olumsuz yönlerini de görebiliyoruz.
Öncelikle meclisin ve hükümetin çok partili (etnikli) yapısı istikrarlı ve kararlı bir hükümetin oluşmasını zorlaştırmaktadır. Özellikle Irak gibi çatışma ortamından yeni çıkmış ve yeniden devletleşme evrelerine giren bir ülke için koalisyon hükümetleri olumlu sonuçlar vermemektedir. Bunun nedeni sadece hükümetin koalisyon olması değil aynı zamanda koalisyonu oluşturan partilerin ulusal bir planlarının olmaması ve kendilerine göre özel çıkarları olmasıdır. Dolayısıyla istikrarı sağlayacak uyumlu bir çalışma gerçekleşmemektedir.
Sistemdeki diğer bir açık ise Lijphart’ın denge düşüncesinde bulunmaktadır. Lijphart’a göre her etnik grubun kendini mecliste temsil etmesi sonucunda gruplar arasında bir denge oluşur. Sonuç olarak da bir grup diğer bir grubun üstünde hâkimiyet kuramaz. Ancak 2005 yılında, Irak anayasa yapım sürecinde bu sistemin her zaman Liphart’ın düşündüğü sonuçları doğurmadığı görüldü. Bu süreçte meclisteki Şii ve Kürt koalisyonları ittifak kurarak ülkedeki diğer grupları sistemin dışına ittiler. Bu nedenle, sistemin olumsuz yanlarından ders alarak farklı seçim sistemleri üzerine düşünülmelidir. Özellikle Horowitz’in de üzerine durduğu noktadan yola çıkılmalıdır. Seçim sistemi, siyasi partileri etnik temelli siyasetten nasıl uzaklaştırabilir ve ulusal düzeyde siyaset yapmaya motive eder?
Alternatif Modeller Soğuk Savaşın ardından artan etnik çatışmalar nedeniyle demokratik yöntemlerle etnik çatışmaların nasıl azaltılabileceği sorusuna cevaplar aranmıştır. Seçim sistemlerindeki düzenlemeler ile çatışmaların azaltılabileceği düşünülmüştür. Bu nedenle seçim sistemi üzerinden çözüm arayışları artmıştır. İlk etapta çoğunluk sistemi çözüm arayışlarının dışında tutulmuştur. Çünkü çoğunluğu elde eden grup diğer grupları sistemin dışına itebilir. Örnek olarak Irak özelinde düşündüğümüzde, Şiiler ülkenin %65’ini oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu sistemde ülke genelinde rahatlıkla iktidarı ele geçirebilir. Bu durum çatışmayı azaltmak yerine artırır.
Çoğunlukçu sisteme alternatif olarak nispi temsil sistemi yeterli değildir. Bu sistem özellikle çatışmanın devam ettiği ülkelerde etnik temelli siyasi partilerin sisteme egemen olmasına neden olmaktadır. Ancak bu sistemin olumsuz yanlarını giderecek ve olumlu yanlarını koruyacak alternatifler bulunmaktadır. Son dönemde alternatif olarak hem ulusal düzeyde nispi temsili hem de dar bölgede çoğunluk temsilini içeren karma sistem üzerine daha çok durulmaktadır. Karma sistemin avantajı hem dar bölge seçim sistem ile temsilde adaleti sağlayabilmekte hem de ulusal düzeyde nispi temsil sistemi ile siyasi partileri ulusal düzeyde siyaset yapmaya ve her gruptan olan insanlardan oy almaya motive etmesidir.
Ulusal düzeyde siyaset yapmaya motive etmek için sistemde bazı sınırlandırmalara da gidilebilir. Örneğin karma sistem çerçevesinde nispi temsil sistem için baraj uygulaması yapılabilir. Yine dar bölge seçim alanı için partilere, tüm bölgelerden milletvekili çıkarma veya ülke genelinde belirli bir sayıdaki seçim bölgesinden milletvekili çıkarma koşulu konulabilir. Böylece partiler, demografik olarak ülkenin belirli bir bölgesinde yoğunlaşan kendi etnik grubu dışından da destek almaya çalışır. Bunun sonucunda partiler, etnik temelli siyasetten çok ulusal düzeyde siyaset yapmaya ve ülkedeki daha çok insanı memnun edecek siyasi programlar izlemeye zorlanır.
Sonuç Başta güvenlik, eğitim ve sağlık olmak üzere kamu hizmetlerinin daha iyi bir şekilde yerine getirilmesi için Irak’ta bir an önce hükümet kurulmalıdır. Ancak bu hükümetin istikrarlı ve programlı bir şekilde ülke sorunlarını çözmesi için hükümeti oluşturacak partiler, ülkenin çıkarları için ortak hareket etmelidir. Bunun için de ulusal kimlik bilinci hem partiler de hem de seçmenler de oluşmalıdır. Seçim sistemi, bu amaçları yerine getirmek için işlevsel bir araç olabilir. Ortadoğu ülkelerine örnek olabilecek, evrensel ideolojiler çerçevesinde siyasetin yapıldığı, çağdaş bir demokrasinin gerekleri de budur. Aksi takdirde Irak'ta demokrasi sadece etnik çatışmayı körükleyen bir siyasi sistem olarak algılanacaktır. Dipnotlar:
(1) http://almalafpress.net/?d=143&id=105609, 18.05.2010
(2) Mete Çubukçu, Taha Özhan, İşgal altında İstikrar arayışları: Irak Seçimleri, s.34,http://www.setav.org/public/HaberDetay.aspx?Dil=tr&hid=29477, 12.04.2010 (3) Arend Lijphard, Patterns of Democracies, Yale University Press, 1999, s.134 (4) http://www.ihec-iq.com/ar/election2010.html (5) http://www.bbc.co.uk/arabic/middleeast/2010/03/100326_iraq_results_tc2.shtml, 26.04.2010 (6) Sergey Khrychikov, Participation and Inclusion in Diverse Societies: Institutional Approach, 2008, s.214-215 http://www.nbuv.gov.ua/portal/natural/vlnu/Sociology/2008_02/Khrychikov.pdf (7) Benjamin Reilly, Electoral Systems and Conflict management, Natinal Center for Development Studies, s.3-4 (8) Müge Yüce, Seçim Sistemleri, Türkiye’deki Uygulamaları ve Ortaya Çıkan İktidar Yapılar, s.4, http://www.siyasaliletisim.org/pdf/SECIMSISTEMLERIVEORTAYACIKANIKTIDARYAPILARIMUGEYUCE.pdf |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder